Sertap Erener’in Eurovision için hazırladığı şarkının sözlerinin İngilizce olması önce tartışıldı. Ancak, yılların beklentisi olan birincilik gerçekleşince herkesin sesi kesildi. Ben de konu ile ilgili tartışmaların bitmesini bekledim. Öncelikle Sertap ses rengi olarak evrensel bir ses yapısına sahiptir. Ayrıca şarkının sözlerinin İngilizce olması veya olmaması önemli değil. Çoksesli Müzik Tarihi’nden örnek verirsek,Alman besteci Mozart’ın bazı operalarının librettoları İtalyanca’dır. Ya da yıldızı Eurovision’da parlayan pop müzik grubu ABBA’nın şarkılarının sözleri de İngilizce’dir, ama grup İngiliz veya Amerikan kökenli değildir. Sözlerin İngilizce olması veya olmaması üzerine tartışma ortaya koyan kafalar, evrensel gerçekliği kavrayamamıştır. Evrensel düşünce çizgisini yakalayamayan beyinlerdir. Günümüz üniversite gençliği için İngilizce bilmek, sıradışı olmaktan çıkmış ve sıradanlaşmıştır.
Şarkıyı beste açısından irdelersek, “every way that I can” sözlerine oturan ezginin oldukça akılda kalıcı oluğunu görebiliriz. Nakarat ezgisinin altındaki armonik yapıya baktığımızda, ardışık kullanılan iki Majör akorun varlığını bulabiliriz. Buna rağmen parçanın doğal minör ezgiselliğine sahip olduğunu duyabiliriz.
Ortada bir gayretin olduğunu gözardı etmeden, kazanılan başarı ile gururlanmamız gerekmektedir. Ayrıca, Çoksesli Çağdaş Türk Müziği alanındaki tüm bestecilerimiz, evrensel niteliklere sahiptir. Ancak, onların değerini kendi yöneticilerimiz bilmedikleri için, bu önemli bestecilerimizi gelmiş-geçmiş tüm yönetimler (bugünkü yönetim dahil olmak üzere), -birkaç istisna hariç- çoğunlukla ülkenin kültürel açıdan dış tanıtımında gerektiği gibi değerlendirememiş ve değerlendirememektedirler.
Başta besteciler ve bestecilerin yasal hakları olmak üzere, bu ülkede eser üreten herkes değerlidir. Bu değerli insanların kıymetini bilmezsek, başka milletler bilecektir.